Asma Bahçeleri
- Hayati Kandiyoti
- 27 Eki 2020
- 1 dakikada okunur
İç dış olmuş, zan öyle ki; kıyamet ha koptu ha kopacak.
Halbuki yerin altı milyon yıldır kaynıyor.
Ne büyük zannederiz kendimizi!
Gecenin gülen martıları alacakaranlığın sessiz yarasalarına sormuş… Belki de bir tek balinalar şahit bu konuşmalara.
Dalga boyları aşıyor, boyumuzdan ileri.
Önce yerleri, sonra gökleri, sonra merak içinde tüm evreni.
Boydan boya bir çocukluk kitabında görmüştüm,
Yemyeşil Babil’in Asma Bahçeleri
Halbuki beton ablukasında ne çocuklar var
Oraları adam asma bahçeleri sanıyorlar.
Doğumu, ölümü ve arasında geçen tüm serüvenleri, ve aşıkları ve gerçekten aşka inananları ve ruhundan birer parça koparıp yıkılmayan bir köprünün ayağına bırakanları, gök kuşağına inananları, volkanları büyüleyici bulanları, ağaçlardan sallanan yapraklara severek, sevişerek dokunanları, düşünmeden
anlayanları, dokunmayı, dokunmayı, bir nefes boşluğunda, bir göz aralığında tüm kainatla bir olmayı!
Ne düştü aklımıza? Perdelerin sırrı neydi?
Ne çabuk unutuyoruz insan olmayı.
Kulağımda yankılanan, gerçekten dinlediğimde duyduğum bilgenin sesi, onun tezahürü olan tüm güzellikler ile, göremediğim, duyamadığım, kısaca daha bilemediğim sayısız hisse kadem bastım.
Şimdi yoklukta kokular peşinde dinliyorum, dinleniyorum.
Huzur için boru çiçeklerine filleri, sarmaşıklara zürafaları atfediyorum.
Sadece erdemli insanlar diliyorum, insanlara şuurumla sarılıyorum.
Saksağanlar hep gözlerimi yaşartmıştır güzellikleriyle,
Gittikleri bahçeleri düşlüyorum.
Comments