Trialog
- Hayati Kandiyoti
- 15 Eki 2020
- 1 dakikada okunur
- Bir patlama sesi duydum.
- Hemen buraya gelmen gerek!
- Karmaşık, çok katlı ışık ışık kafamın içi, çekik gözlülerin harfleri gibi.
- Bak yüreğime, dağları görüyor musun? Dağlıyorsun, dağılıyorsun.
- Dümdüz kelimeleriniz benim için çok dik. Altüst bir evreni anlatıyorsunuz.
- Sen bize dokun, kulaklarını fazla önemsiyorsun.
- Gözlerim o zaman çıplak kalıyor.
- Kendi kendine şehvet duyuyorsun,
- Ve düz yamaçlarda kendini gerçekleştirmeyi mi düşünüyorsun?
- Evet, bu yüzden zamanı kadim bir örümceğin ördüğüne inanıyorum. Dans ediyorum.
- Takdire şayan taklit yeteneğin; yine de üzerinde taşıdığın asil soytarı lanetin…
- Seni maddenin içine hapsediyor.
- Taşıdığın yükte ötesiz kuşlar, bir takım kalabalıklar yatıyor. Işığını nereden nereye böyle saklıyorsun?
- Karşılaşmamızdan ne denli haz ediyorsun?
- Yaşadığın ülke, kurtlar ve kuzular… Bakışlarını, selvilerin havayı kokladıkları yerlere yükseltiyorsun.
- Yankılarda sonsuzluğu yakaladım, fakat şimdi harflerin işaret ettiği evren koordinatlarinda
- Sonsuz döngülerde sıkışıyorsun.
- Tam sonuna varacakken bir patlama sesi duydum.
- Hemen buraya gelmelisin.
- Her adımında bir öncekinin yarısıyla, fraktalleri bilirsin…
- İçinde olduğun için, hiç ulaşamayacağın evin tam orta noktasında.
- Kendini bileceksin.
- Ancak her adımın bir öncekinin hizmetkarı olursa efendi olur benliğin.
- Örümcekler yemez ördüklerini, gördükleri için.
- Beni tasdik mi edeceksin?
- Beni tasdik mi edeceksin?
- Beni tasdik mi edeceksin?
- Havayı kokla, ataların havayı güneşe sunardı. Ay ise samimiyet için rengine boyardı.
- Senden uzaklaşanlar en sonunda sana varır.
- Benden çıkanlar zerrelerin arasında bir kutlamadır.
Comentários